Oğuz Esen Resmi Fan Clup İndir-Dinle 2011
Eski Kitaplarda Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) 112

Join the forum, it's quick and easy

Oğuz Esen Resmi Fan Clup İndir-Dinle 2011
Eski Kitaplarda Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) 112
Oğuz Esen Resmi Fan Clup İndir-Dinle 2011
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Eski Kitaplarda Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)

Aşağa gitmek

Sabit Eski Kitaplarda Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)

Mesaj tarafından Mc Zindan Ankara Style Salı Mayıs 18, 2010 2:08 pm

Kuran-ı Kerim, Cenab-ı Hakkın zaman zaman tebliğciler veya peygamberler
gönderdiğini ve onlara vahiy suretiyle kanunlar, emirler veya kitaplar
indirdiğini bildirir. Kuran, bu ifadeye bağlı olarak Hz. İbrahimin
sahifelerinden, Hz. Musaya gönderilen Tevrattan, Hz. Davut a indirilen
Zeburdan ve nihayet Hz. İsaya gönderilen İncilden bahseder. Kuranda
beyan edilen “zuhurul-evvelin”, yani “eskilerin kitapları” şeklindeki
ifade ise, Zerdüştler veya Brahmanların bazı kitaplarına (kesin olmasa
bile) işaret eder denilebilir.

Eski İran mukaddes metinlerindeki işaretler:
İran dini, Hindu dininden sonra dünyanın en eski diniydi. Mukaddes
yazıları, desatir ve zend-avesta adını taşıyan iki kaynakta
toplanıyordu. Bunlardan Desatir No. 14 de, İslam dinine ait bazı
prensipler dile getiriliyor ve Efendimizin ((asm.) geleceğine dair şu
ifadeler yer alıyordu: “İranlıların ahlak seviyesi düştüğünde,
Arabistanda bir nur doğacaktır. Takipçileri onun tahtını, dinini ve her
şeyini yükseltecektir. Bir bina inşa edilmişti (Kabeye işaret ediyor)
ve onun içinde, ortadan kaldırılacak pek çok putlar bulunmaktaydı.
hâlk, yüzünü ona doğru dönüp ibadet edecektir. Takipçileri, İran, Taus
ve Belh şehirlerini alacak ve İranın pek çok akıllı adamı, onun
takipçilerine katılacaktır.”

Yukarıdaki satırlardan açıkça anlaşıldığı gibi, asırlar sonra doğacak
İslam güneşi ve onun yüce peygamberi, son derece net bir şekilde tarif
edilmiştir. Ve bu peygamberin ( a.s.m), “ziyadesiyle övülmüş”, “Ahmet”
ve “alemlere rahmet” unvanlarıyla, putları kaldıracak birinin olduğu
yazılıdır.

Bu kitabın hâlen mevcut olan kısımlarından Yasht 13 ün 129. Bölümünde,
aynı hakikatler bir daha dile getirilir ve putları kıracak olan zattan,
“herkese ve âlemlere rahmet” ismiyle bahsedilir. Bilindiği gibi
efendimizin bir ismi de, rahmeten-lil-alemin (alemlere rahmet olan)
şeklindedir.

Hind mukaddes metinlerindeki işaretler:
Paru 8, Khand 8, Adhya 8 ve Shalok 5-8 gibi hind mukaddes metinlerinde,
Efendimizden (asm.) şöyle bahsedilmektedir: “Arkadaşlarıyla birlikte
bir mellacha (yabancı dil konuşan veya yabancı bir ülkenin mensubu)
olan ruhi bir terbiyeci gelecek ve ismi Muhammed olacaktır. Onun
gelişinden sonra raja, pencap ve ganj nehirlerinde yıkanır... Ona der
ey sen! Beşeriyetin iftiharı, arap ülkesinin sakini, şeytanı öldürmek
için büyük bir güç topladın.” (Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Kuran-ı
Kerim Tefsiri)

Yukarıdaki ifadede Efendimizin (asm.) has isminin aynen belirtilmiş
olması, son derece dikkat çekicidir. Aynı satırlarda geçen “beşeriyetin
iftiharı” kelimeleri ise, peygamberimizin (fahr-i âlem) şeklindeki
ismiyle aynı manadadır.

Buda (gautama buddha) kendisinin ölümünden sonra dünyayı
şereflendirecek olan bir yüce kişiden bahseder. Palice lisanında adı
“matteya”, sanskritçede “maitreya”, burmacada ise “armidia” olarak
geçen bu kişi müşfik ve iyi kalpli olup, insanları doğru yola
çağıracaktır. Budanın çok önceden vermiş olduğu bu haberde geçen
isimlerin manası da, ”rahmet” demektir. Bilindiği gibi peygamberimiz
için, Kurandaki 21. Surenin 107. Ayetinde, “Biz seni âlemlere rahmet
olarak gönderdik.” buyurulmaktadır.

Bu yazmalardan birinde, şu ifade geçer: “Buda şöyle dedi. Ben dünyaya
gelen ilk buda (yol gösterici) değilim, son da olmayacağım. Belli bir
zamanda dünyaya bir başka kişi gelecektir. O da kutsi, aydınlanmış ve
idarede fevkalade kabiliyetli olan biridir. O benim size öğretmiş
olduğum aynı ebedi gerçekleri öğretecektir... Ananda sordu: o nasıl
bilinecek? Buda cevapladı: o, maitreya (rahmet) olarak bilinecek.”

Pali ve sanskrit yazılı metinlerinde, ileride gelecek olan o yüce
kişinin isimleri Maho, Maha ve Metta olarak geçer. Bu isimlerden ilk
ikisi, “yüce aydınlatıcı” sonuncusu ise “inayetli” manasına gelir ki,
bunlardan her ikisi de peygamberimizin sıfatlarıdır. Zaten dikkat
edilecek olursa, başka kutsi metinlerde geçen efendimizin has ismini
gösteren Mohamet veya Mahamet adının, maha ve metta kelimelerinden
teşekkül ettiği açıkça görülecektir.

Araştırmamızı, şimdi de Tevrat, İncil ve Zebur üzerinde sürdürelim. Bu
konuda yapılan en detaylı inceleme Hüseyin-i Cisriye aittir. Hicri
1261-1327 yılları arasında yaşayan ve anne ile babası ehl-i beytten
olan bu Suriyeli alim, söz konusu mukaddes kitaplardan Efendimizle
(s.a.v.) Alakalı 114 işaret çıkartmış ve bunları Türkçeye de çevrilen
Risale-i Hamidiyyesinde neşretmiştir.

Eski mukaddes metinler arasında en çok tahrif edilmiş olma özelliğini
taşıyan Tevratta bile, peygamberimize (asm.) ait şu işaretler vardır:
“O, iki binici gördü, biri merkep üzerinde, diğeri deve üzerindeki
binicilerdi. O, dikkatle dinledi.” (İşaya xxı, 7)

Burada peygamber İşaya tarafından bildirilen iki biniciden merkep
üzerinde olanı Hz. İsa dır (a.s.). Çünkü İsa peygamber, Kudüse bir
merkep üzerinde girmiştir. Deve üzerinde olan kişiyle de, peygamber
efendimize (s.a.v.) İşaret edildiği açıktır. Efendimiz Medineye girişte
devesinin üstündeydi.

Yeri gelmişken şunu da belirtelim ki, İncil tercümelerinde faraklit
veya paraklit (perikletos) kelimeleri aynen muhafaza edilirken, yakın
zamanlarda basılmış olan İncil tercümelerinde bu kelime değiştirilerek
Arapça tercümelerinde “muazzi”, Türkçe tercümelerinde ise “teselli
edici” şeklinde verilmiştir.

Hazreti Şuaybın suhufunda, efendimizin ismi müşeffeh şeklinde geçer ki,
kelime olarak tam karşılığı “Muhammed” dir. Tevrat ta geçen münhemenna
isminin karşılığı da, yine Muhammeddir. (bilindiği gibi Muhammed
kelimesinin lügat karşılığı da, “tekrar tekrar methedilmiş”
şeklindedir.) Bunların dışında, efendimizin (s.a.v.) İsmi, Tevratta
çoklukla “ahyed”, İncilde ise, ”Ahmet” olarak geçmektedir.

Konumuzu, bir hadis-i şerifle noktalıyoruz. “Benim ismim Kuranda Muhammed, İncilde Ahmet, Tevratta ise Ahyeddir.”
Mc Zindan Ankara Style
Mc Zindan Ankara Style
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 3104
Aktiflik Puanı : 13204
Kayıt tarihi : 26/11/09
Yaş : 31
Nerden : ankara

http://www.amasyateknoloji.tk

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz