Oğuz Esen Resmi Fan Clup İndir-Dinle 2011
Efendimiz'in Örnek Ticari Hayatı 112

Join the forum, it's quick and easy

Oğuz Esen Resmi Fan Clup İndir-Dinle 2011
Efendimiz'in Örnek Ticari Hayatı 112
Oğuz Esen Resmi Fan Clup İndir-Dinle 2011
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Efendimiz'in Örnek Ticari Hayatı

Aşağa gitmek

Sabit Efendimiz'in Örnek Ticari Hayatı

Mesaj tarafından Mc Zindan Ankara Style Salı Mayıs 18, 2010 2:18 pm

Malumunuz Peygamberimiz, ticaretle meşgul oluyordu. O?nunla iş yapanlar
memnuniyet duyuyor, doğruluk ve dürüstlüğüne hayran kalıyorlardı.

Malumunuz Peygamberimiz, ticaretle meşgul oluyordu. O?nunla iş yapanlar
memnuniyet duyuyor, doğruluk ve dürüstlüğüne hayran kalıyorlardı. Çünkü
O?nda yalan, hile, aldatma gibi çirkin huyların zerresi dahi
bulunmuyordu… Peygamberimiz toplumdan uzak yaşayan bir insan değildi.
Herkes gibi O da alışveriş yapıyor, borç alıp veriyordu. Ticarî hayatı
kontrol için ara sıra çarşıya pazara çıkıyor, insanlara adalet, insaf,
hak hukuk dersi veriyor, birbirlerini aldatmamalarını, yalan yere yemin
etmemelerini söylüyordu. Peygamberimiz, henüz kendisine peygamberlik
gelmeden önce ticaretle meşgul oluyordu. O?nunla iş yapanlar çok memnun
kalıyor, doğruluk ve dürüstlüğüne hayran oluyorlardı. Mekkeliler en
kıymetli mallarını O?nun yanına emanet olarak bırakıyor, her alanda
güven duyuyorlar; yalan, hile, aldatma gibi çirkin huyların zerresinin
dahi bulunmadığını çok iyi biliyorlardı. Bir gün Peygamberimiz?e Saîb
adında bir Arap tüccar takdim edildi. O?nu, Peygamberimiz?e doğruluk ve
dürüstlüğe dikkat eden bir adam olarak tanıtıyorlardı. Peygamberimiz
ise, “Ben onu sizden iyi tanıyorum” deyince, Saîb de Peygamberimiz
hakkında şöyle bir iltifatta bulundu: “Evet, ticarette arkadaşlık
etmiştik. Bütün hesapları gayet mükemmeldi.” Sen bana hakkımSen bana
hakkımıı ffazllasııylla verrdiin!! Peygamberimiz alışveriş esnasında
kendisini tanımayıp da kaba davrananları hoş karşılar, onlara karşı
peygamberlik imtiyazını kullanmazdı. Bir gün bedevinin birisi et
satıyordu. Peygamberimiz de bir miktar hurma karşılığında et almak
istedi, fakat hurmayı bir müddet sonra getirmek üzere söz verdi.

Eve
geldi, hurmanın kalmadığını gördü. Tekrar pazara gitti. Bedeviyi buldu.
“Senden hurma karşılığında et almıştım, fakat hurma kalmamış” demeye
kalmadı, bedevi bağırıp çağırmaya, yaygara koparmaya başladı. Etraftan
Peygamberimizi tanıyanlar müdahalede bulunmaya kalkıştılar. Fakat
Peygamberimiz onları bırakmadı. “Siz müdahale etmeyin, bedevinin hakkı
var” dedikten sonra, meseleyi tekrar anlattı. Yine de bedevi söylenip
duruyordu. Sonunda Peygamberimiz onu Ensar?dan birisinin evine
göndererek hakkı olan hurmayı ondan almasını söyledi. Bedevi gidip
hurmayı aldı. Dönüşünde Peygamberimizi Sahabîlerle beraber oturuyor
görünce, tanıdı, göstermiş olduğu anlayış ve sabırdan dolayı son derece
duygulandı ve şöyle konuştu: “Ya Muhammed, Allah sana mükâfatını
versin. Sen bana hakkımı fazlasıyla verdin.” Peygamberimiz ticarî
meselelerde devamlı haklıdan yana olmayı tercih ederdi. Kendi şahsına
karşı bir saygısızlıkta bulunulsa bile yine haklı olanı tutardı. Onun
mağdur düşmesini istemezdi. Bizi aldattan bizden değildir!!


Peygamberimiz bazen çarşı pazarı dolaşır, bir haksızlık ve hile
olmaması için kontrolde bulunurdu. Uygunsuz bir şeyle karşılaşırsa,
satıcıyı ikaz ederdi. Bir gün Medine çarşısını dolaşırken bir hububat
yığınının önünde durdu. Elini içine daldırdı. Eline bir ıslaklık
dokundu ve altından, üstünde olmayan şeyler çıktı. Satıcıya döndü:
“Nedir bunlar?” diye sordu. Mal sahibi: “Ya Resulallah, yağmur
yağmıştı. Ondan ıslanmış olacak” dedi. Peygamberimiz, “Neden ıslak
kısmını herkesin görebileceği şekilde üste koymadın?” şeklinde
azarladıktan sonra: “Müslümanlar arasında aldatma olmaz. Bizi aldatan
bizden değildir” buyurdu. Bir başka ifadesinde de şöyle buyuruyor:
“Müslüman Müslüman?ın kardeşidir. Kusurlu bir malı din kardeşine satan
hiçbir Müslüman?a bu satış helâl olmaz. Ancak satarken malın kusurunu
açıklarsa başka…” Evet gerçek mümin, en yüksek ahlâka sahip olan
insandır. Onun ticari muamelelerinde yalan, aldatma ve yanıltma
olmazdı. Yalan ve aldatma ise hem Hak?tan, hem de halktan uzaklaştırır.
İnsanları aldatmak ve yalan söylemek, çok kötü fiillerdir.

İnsan
aldatılsa dahi, asla kimseyi aldatmamalı, en yüksek bir fazilet olduğu
hâlde, bazen kaybetmeye sebebiyet verse de doğruluktan ayrılmamalıdır.
Allah, her zaman doğruların yanındadır. ALTIN ÖĞÜTLER Harama helale
dikkat et Büyük Allah dostlarından Abdülkâdir Geylânî Hazretleri bir
sohbetlerinde şöyle buyurur: Ey oğul! Sana takva gerek. Bu sebeple
takvanın gereklerini yerine getirmeye gayret et ki, kalbin iç
düşmanlıklardan ve çirkin huylardan kurtulsun. Hayırla istikâmetlensin.
Ey oğul! Dünyalık toplarken, gece odun toplayan fakat eline ne
geldiğini bilmeyen kişi gibi olma. Eline geçen dünyalığın helâl mi
haram mı, meşru mu yoksa gayr-i meşru mu olduğuna dikkat et. Bütün
fiillerinde tevhit ve takva güneşi ile beraber ol. BİR HATIRLATMA Kul
hakkı konusunda gereken hassasiyeti gösteriyor muyuz? Yaptığımız her
ibadet bizi kul hakkından korkma ve o konuda dikkatli olma
seferberliğine itmelidir. Kişi, beşer olmaktan kaynaklanan hatalarıyla
bir başkasının hakkına tecavüz etmiş olabilir. Bunu hiç dert etmeyip
maddi-manevi hangi ihlalde bulunduysa bunu büyük bir cesaretle telafi
ve helallik dileme yoluna gitmelidir. Hak sahibi ölmüş ise ona dua ve
istiğfar edip, çocuklarına, vârislerine verip ödemelidir. Vârisleri
bilinmiyorsa, parayı fakirlere sadaka olarak verip, sevabını hak
sahibine hediye etmelidir. Bir kimseden haksız olarak alınan bir
kuruşu, sahibine geri vermek, yüzlerce lira sadaka vermekten kat kat
daha sevaptır. HADİS BAHÇESİ Yakınlarını asla kayırma! Peygamber
Efendimiz şöyle buyuruyor: “Hiç şüphesiz benden sonra adam kayırmalar
ve yadırgayacağınız bazı işler olacaktır. Ashab-ı Kiram, Ey Allah?ın
Resulü, o zaman nasıl davranmamızı tavsiye edersiniz buyurdu. Siz
üzerinize düşen görevleri yapar, kendi hakkınızı ise Allah?tan
beklersiniz. ” (Riyazü?s-Salihin, Erkam Yayınları) Hadisin verdiği
mesajlar

1) Görülen haksızlıklara sabır ve tahammül etmek, toplum
huzurunu kaçırmamak gerekir.

2) Haksızlığa uğradık diye haksızlık
yapmak doğru değildir.

3) Bir mümin hiçbir zaman fitne tarafı olmamalı.
Mc Zindan Ankara Style
Mc Zindan Ankara Style
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 3104
Aktiflik Puanı : 13191
Kayıt tarihi : 26/11/09
Yaş : 31
Nerden : ankara

http://www.amasyateknoloji.tk

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz