Peygamber Efendimiz'in Kabrinin Etrafının Kurşunla Kaplanması
1 sayfadaki 1 sayfası
Peygamber Efendimiz'in Kabrinin Etrafının Kurşunla Kaplanması
Sabri Paşa'nın Mir'âtu'l-Haremeyn'de yazdığına göre Mağrib (Fas)
müşriklerinden (putataparlardan) iki kişi, zâhid derviş kıyafetine
bürünerek Medine'ye gelip Peygamber Mescidi'nin yakınında bir yerde
ikamet etmeye başlarlar. Bunların amacı, Hz. Peygamber (asv)'in naaşını
çalıp Mağrib'e götürmektir.
Rüyasında üç kez görür
557 Hicrî (1161 M.) tarihinde Suriye hükümdarı olan Türk Atabeklerinden
Nureddin Şehîd (Mahmud ibn Zengî), gece kalkıp teheccüd namazını
kıldıktan ve virdini yaptıktan sonra, uyuduğunda üç kez rüyasında
gördüğü Hz. Peygamber (asv), kendisine iki suratsız kişiyi göstererek,
"Ey Nureddin, beni bunlardan kurtar." der.
Nureddin Şehîd, uyanınca veziriyle de istişare ettikten sonra, yanına
yirmi muhafız alarak Medine'ye gider. Halka para dağıtacağını, herkesin
hükümdarın huzuruna gelmesini ilan ettirir. Herkes gelir, ama rüyada
kendisine gösterilenlere rastlamaz.
"Onlar sadaka almaz"
Bunun üzerine, "Henüz gelip sadakasını almayanlar var. Onlar da gelip
sadakalarını alsınlar." der. "Gerçi Peygamber (asv)'in kabrinin kıble
tarafına düşen Ali Ömer yurdunda oturan iki mücavir derviş varsa da,
onlar fakirliği yeğleyen zâhidlerdir, sadaka almazlar." diye cevap
verirler.
Ancak Nureddin Şehîd, mutlaka onların da getirilmelerini emreder.
Getirilenlerin, rüyada kendisine gösterilen kişiler olduğunu anlayan
Nureddin Şehîd, adamların kaldığı odaya girer. Odanın içinde nefis
kitaplar ve değerli eşyalar görür. Zemindeki hasırı kaldırınca,
Peygamber (asv)'in kabrine doğru giden bir lağım bulur.
Nureddin Şehîd'in sorguya çektiği adamlar, Mağrib tarafından
geldiklerini, Peygamber (asv)'in naaşını alıp Mağrib'e götürmek için bu
lağımı kazdıklarını, çıkan toprağı geceleri torbalara koyup gündüzleri
ziyaret bahanesiyle gittikleri Baki Kabristanı'na döktüklerini itiraf
ederler.
Devamla derler ki: "Hz. Peygamber (asv)'in kabrine yaklaştığımızda
geceleyin gök gürlemeleri ve şimşekler bizi o kadar korkuttu ki aklımız
başımızdan gitti. O sabah da sizin burayı teşrif ettiğinizi duyduk."
Bu sözleri duyunca göz yaşlarını tutamayan Nureddin, adamların
boyunlarını vurdurur ve hemen Peygamber (asv) kabrini çevreleyen derin
bir hendek kazdırıp içini kurşun eriyiğiyle doldurtmak suretiyle Kabr-i
Şerifi muhafaza altına alır. (Eyüp Sabri Paşa, Mir'âtu'l-Haremeyn, S.
684-686, İst. 1304)
müşriklerinden (putataparlardan) iki kişi, zâhid derviş kıyafetine
bürünerek Medine'ye gelip Peygamber Mescidi'nin yakınında bir yerde
ikamet etmeye başlarlar. Bunların amacı, Hz. Peygamber (asv)'in naaşını
çalıp Mağrib'e götürmektir.
Rüyasında üç kez görür
557 Hicrî (1161 M.) tarihinde Suriye hükümdarı olan Türk Atabeklerinden
Nureddin Şehîd (Mahmud ibn Zengî), gece kalkıp teheccüd namazını
kıldıktan ve virdini yaptıktan sonra, uyuduğunda üç kez rüyasında
gördüğü Hz. Peygamber (asv), kendisine iki suratsız kişiyi göstererek,
"Ey Nureddin, beni bunlardan kurtar." der.
Nureddin Şehîd, uyanınca veziriyle de istişare ettikten sonra, yanına
yirmi muhafız alarak Medine'ye gider. Halka para dağıtacağını, herkesin
hükümdarın huzuruna gelmesini ilan ettirir. Herkes gelir, ama rüyada
kendisine gösterilenlere rastlamaz.
"Onlar sadaka almaz"
Bunun üzerine, "Henüz gelip sadakasını almayanlar var. Onlar da gelip
sadakalarını alsınlar." der. "Gerçi Peygamber (asv)'in kabrinin kıble
tarafına düşen Ali Ömer yurdunda oturan iki mücavir derviş varsa da,
onlar fakirliği yeğleyen zâhidlerdir, sadaka almazlar." diye cevap
verirler.
Ancak Nureddin Şehîd, mutlaka onların da getirilmelerini emreder.
Getirilenlerin, rüyada kendisine gösterilen kişiler olduğunu anlayan
Nureddin Şehîd, adamların kaldığı odaya girer. Odanın içinde nefis
kitaplar ve değerli eşyalar görür. Zemindeki hasırı kaldırınca,
Peygamber (asv)'in kabrine doğru giden bir lağım bulur.
Nureddin Şehîd'in sorguya çektiği adamlar, Mağrib tarafından
geldiklerini, Peygamber (asv)'in naaşını alıp Mağrib'e götürmek için bu
lağımı kazdıklarını, çıkan toprağı geceleri torbalara koyup gündüzleri
ziyaret bahanesiyle gittikleri Baki Kabristanı'na döktüklerini itiraf
ederler.
Devamla derler ki: "Hz. Peygamber (asv)'in kabrine yaklaştığımızda
geceleyin gök gürlemeleri ve şimşekler bizi o kadar korkuttu ki aklımız
başımızdan gitti. O sabah da sizin burayı teşrif ettiğinizi duyduk."
Bu sözleri duyunca göz yaşlarını tutamayan Nureddin, adamların
boyunlarını vurdurur ve hemen Peygamber (asv) kabrini çevreleyen derin
bir hendek kazdırıp içini kurşun eriyiğiyle doldurtmak suretiyle Kabr-i
Şerifi muhafaza altına alır. (Eyüp Sabri Paşa, Mir'âtu'l-Haremeyn, S.
684-686, İst. 1304)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz