EL KAİDE

[Mc Zindan Ankara Style]

El-Kaide Terör Örgütü 1988 yılında Usame Bin Ladin önderliğinde
kurulmuştur. El-Kaide, dünya çapında faaliyet gösteren birçok gruptan
oluşan bir terör ağıdır.

El-Kaide’nin başlıca amacı Müslüman
nüfuslu bölgelerde batı etkisini yok etmek, kendi görüşleriyle paralel
katı dini kuralları izlemeyen rejimleri ortadan kaldırmak ve bütün
Müslümanları birleştirerek halifelik yönetiminde Ortadoğu’da bir İslam
Devleti kurmaktır.

Bu amacı gerçekleştirmede ilk olarak Arap
dünyasındaki devletlerin ve sistemlerin yıkılması hedeflenmektedir. Söz
konusu sistemlerin yıkılması da ABD’nin Arap dünyasından elini
çekmesine bağlanmaktadır. Bu amaçla ABD hedef konumuna getirilmiştir.

11
Eylül bombalamalarıyla El-Kaide, hem temel hedefi olan ABD’ye saldırmış
hem de ABD ve diğer batı güçlerini İslami ülkelerle savaşa sokarak
dünya gündemini belirlemeyi başarmıştır.

Nitekim İstanbul,
Madrid ve Riyad’daki bombalama olayları ile Irak’ta Koalisyon Güçlerine
yapılan terörist saldırıların arkasında El Kaide’nin ya da bu örgüte
bağlı grupların bulunduğu bilinmektedir.

Örgütün son dönemdeki başlıca faaliyetleri şunlardır:

- Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde 20 kişinin ölümü 139 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırı,

-
Fas’ın Kazablanka kentinde bir Yahudi merkezine, restorana, gece
klübüne,ve bir otele düzenlenen ve 41 kişinin ölümüne, 101 kişinin
yaralanmasına neden olan saldırı,

- Endonezya’nın Cakarta
kentindeki J.W. Marriott Hotel’e yapılan 17 kişinin ölümüne 137 kişinin
yaralanmasına neden olan bombalı saldırı,

- S. Arabistan’ın Riyad kentinde 17 kişinin ölümü ve 100 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan suikast ve bombalama olayları,

-
İstanbul’da 23 kişinin ölümü, 200 kişinin yaralanmasına, 20 Kasım’da 27
kişinin ölümüne 455 kişinin yaralanmasına neden olan bombalı
saldırılar,

- Irak ve Afganistan’da düzenlenen birçok saldırı,

- Kenya’nın Mombasa kentinde bir otele yapılan 15 kişinin ölümüne, 40 kişinin yaralanmasına yol açan bombalı saldırı,

- Endonezya’nın Bali kentinde 180 kişinin ölümüne neden olan saldırı,

- Kuveyt’te ABD askeri personeline karşı düzenlenen saldırı,

- Yemen’de bir kişinin ölümüne, dört kişinin yaralanmasına neden olan bombalı intihar saldırısı,

- Tunus’ta bir sinagoga düzenlenen, 19 kişinin ölümü 22 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı saldırı,

-
11 Eylül 2001’de ABD’ye ait ticari jetleri kaçıran 19 El Kaide
militanının uçakların ikisiyle New York’ta bulunan Dünya Ticaret Örgütü
binasına, biriyle Waşington’da bulunan Pentagon (Savunma Bakanlığı)
binasına ve biriyle de Pensilvanya, Shanksville’de bulunan bir alana
saldırarak 3000 kişinin ölümüne yol açtığı terör saldırıları,

- Yemen, Aden’de bulunan USS Cole’a düzenlenen 17 kişinin ölümüne ve 39 kişinin yaralanmasına neden olan saldırı.

El-Kaide,
arkasındaki geniş destek ve operasyonel altyapıyı ideolojik tavrına
borçludur. Bir Arap olmasına rağmen Pan-Arabizmin yerine Pan-İslamizmi
savunan Bin Ladin’in bu ideolojisi, Ortadoğulu olsun ya da olmasın
İslami karakterdeki tüm grupları içine almaktadır. Bu düşünce tarzı,
El-Kaide’nin, birçok İslami karakterli grupla bağlantı kurmasını
kolaylaştırmıştır. Bu kapsamda El Kaide ile ilişkili belli başı terör
örgütleri şunlardır:

- Taliban

- Özbekistan İslami Hareketi

- Ceyş-i Muhammed-Muhammed’in Ordusu

- Laskar-ı Tayyiba-Kutsal Asker Örgütü

- Haraket-Ül Ansar-Mücahidin

- Hizb-Ül Mücahidin

- Mısır Cemaat-i İslamiye (İslami Cemaat Grubu)

- Mısır Al-Cihad (Cihat Tala El Fetih)

- Silahlı İslami Grup (GIA)

- Selefi Çağrı ve Mücadele Grubu/Cezayir

- Lübnan Hizbullahı

- HAMAS-İslami Direniş Hareketi

- Filistin İslami Cihat Hareketi-Örgütü (FİCH)

- Beyyiat-El İmam (İmamlar Birliği) Örgütü

- Ogadin İttihad-ı İslam Hareketi

- Moro İslami Özgürlük Cephesi

- Abu Sayyaf Grubu-Örgütü.

Son
dönemde El-Kaide, Taliban ve Hizb-ul Gulbuddin örgütleri Cevahir-el
İslam, (İslamın Işığı) adı altında yeni bir örgüt oluşturmuşlardır. Bu
yeni yapılanmada Usame bin Laden uluslar arası operasyonları, Gulbuddin
Hikmetyar Afganistan/Kabil’deki operasyonları yönetmektedir. Molla
Muhammed Ömer ise örgütün ruhani ve dini önderliğini üstlenmiştir.

Uluslar
arası boyutta her türlü maddi desteği sağlayabilen El Kaide’nin son
dönemlerde Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (CBRN) silah
üretme ve kullanma imkan ve kabiliyetine ulaştığı yönünde bilgiler
alınmaktadır.

NATO tarafından hazırlanan ve halen görüşülmekte
olan “Terörizm Değerlendirmesi” taslak dokümanında da belirtildiği
üzere, El Kaide ve örgüte bağlı gruplar, diğer terörist grupların
aksine, CBRN silahlar konusunda sürekli bir araştırma
sürdürmektedirler. Bu bağlamda örgütün, söz konusu silahları kullanarak
eş zamanlı ve geniş kitlelere zarar verebilecek “sansasyonel”
saldırılar düzenlemeyi amaçladığı değerlendirilmektedir.

Örgütün,
eğitimlerinde kimyasal, biyolojik materyallerin nasıl elde edileceği ve
kullanılacağı hususlarına ağırlık verdiği ve teröristlere örgüte ait
kamplarda eğitim verildiği yönünde bilgiler intikal etmiştir.

11
Eylül saldırıları sonrasında Afganistan’dan kaçarak dünyanın farklı
ülkelerine dağılan teröristlerin, halen aldıkları eğitimi pratiğe
dönüştürmeye çalışabilecekleri kıymetlendirilmektedir.

El
Kaide’nin bir terörist saldırıda kullanabileceği başlıca biyolojik
maddeler; üretimi virüsten daha kolay ve belli alanlarda etkisini daha
uzun sürdürebilme kapasitesine sahip olan antrax, botilinyum toksin ve
risin gibi bakterilerdir.

Diğer taraftan örgütün kimyasal
silah kapsamında, Aralık 2003 itibariyle, potasyum siyanür ve sodyum
siyanür edindiği, bu maddeleri kullanarak gaz şeklinde kimyasal silah
geliştirme çabası içinde olduğu ve eğitilmiş El Kaide mensuplarının
küçük çaplı terörist saldırılarda, suikast, yiyecek ve su zehirleme
faaliyetleri ile solunan hava ve havalandırma sistemlerinin
kirletilmesi de dahil olmak üzere, risin, botilinyum toksin ve siyanür
içeren ham, küçük çaplı kimyasal, biyolojik maddeleri üretme ve
kullanma imkan ve kabiliyetine sahip olduğu bilinmektedir.

Örgüt,
eylemlerinde kullandığı patlayıcı yapımında amonyum sülfat ve amonyum
nitrat (gübre) gibi kimyasal maddelerden de yararlanmaktadır. Nitekim,
15-20 Kasım 2003 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşen araçlı bombalı
intihar saldırılarında da patlayıcı olarak söz konusu maddelerin
kullanıldığı tespit edilmiştir.

Ayrıca örgütün “sinir gazı”
gibi üst düzey CB madde üretimi çalışmalarına çeşitli bilim adamlarını
da dahil etmeye çalıştığı yönünde bilgiler alınmaktadır.

Örgütün
uzun zamandır nükleer imkan ve kabiliyet kazanmaya çalıştığı, ancak
bunun için gerekli tecrübe ve materyale sahip olmadığı bilinmektedir.