Saltuklu Beyliği (1092-1202)
1 sayfadaki 1 sayfası
Saltuklu Beyliği (1092-1202)
Selçuklu fetihleri arasında Doğu Anadolu'da kurulan Türk devletlerinden
birisi Saltuklular'dır. Anadolu'nun fethinde görev alan kumandanlardan
Ebul Kasım, Erzurum dolaylarını ele geçirmiş ve Sultan Alparslan onu bu
bölgenin beyliğine tayin etmişti. Ebul Kasım 1102'de ölünce yerine oğlu
Ali geçti ve Bey oldu. Ali'den sonra Bey olan İzzeddin Saltuk bu hanedanın
en güçlü beyi oldu ve beylik onun adı ile yani "Saltuk Beyliği" olarak
anıldı (1072).
Bu beylik, önceleri Büyük Selçuklu Devleti'ne tâbi idi, fakat bu
devletin zayıflamasından sonra, bağımsızlığını kazandı. Saltuklu Beyliği
Kars, Bayburt, Oltu, Trabzon, İspir ve Tercan bölgelerini ele geçirerek
gücünü arttırdı. Önce Gürcülerle, sonra Bizanslılarla yaptığı savaşlarda
da başarılı sonuçlar elde etti. Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan'la
ittifak kurarak kız alıp vermek suretiyle akrabalık kuruldu.
Saltuklu beyleri, bir çok defa Gürcülere karşı savaştılar. Nitekim
bunlardan İzzeddin Saltuk bu savaşların birisinde Gürcülere esir düşmüş
(1153), öteki Türk beyleri tarafından 10.000 dinar verilmek suretiyle
kurtarılmıştır.
İzzeddin Saltuk, 1174'te ölünce yerine oğlu Muhammed Kızıl Arslan
geçti. Kızıl Arslan Bey, 1195'te Erzurum önüne kadar gelen Gürcü
kuvvetlerini mağlup etti. İzzeddin Saltuk devrinde (1132-1168), Saltuklu
Beyliği ülkesi Tercan'dan başlayarak Tâhir Gediği'ne kadar uzanmakta;
Erzurum, Bayburd, Avnîk, Micingird, İspir, Oltu gibi şehir ve kasabaları
kaplamakta idi. Nâsıreddîn Muhammed (1168-1191)'in ise, Irak Selçuklu
sultanı III. Tuğrul'a ve asıl iktidarı elinde tutan Atabeg Kızıl Arslan'a
tâbi olduğu anlaşılıyor. Yine onun zamanında Gürcüler Erzurum önüne
geldilerse de, bir muhasaraya girişmeden aldıkları ganimetlerle yetinerek
geri döndüler. Bu devrin dikkati çeken bir olayı da bu hanedandan
Muzaffereddîn Melikşâh adlı Saltuklu beyinin Gürcü kraliçesi Thamara ile
evlenmesidir.
XII. yüzyılın ortalarından itibaren Türkiye Selçukluları ve Eyyûbî
Devletleri, Doğu ve Güney-doğu Anadolu'daki beyliklerin varlıklarını
tehdide başlamışlardı. O sırada Ulu Hakan olan Melikşah, Anadolu'da
birliği korumak için bütün beylikleri itaat altına almak istiyordu.
Süleymanşah da onun politikasını takip etti ve 1202'de Erzurum kalesini
alarak Saltuklu Beyliği'ne son verdi (1202).
Saltuklular devrinde, Erzurum bölgesi imâr edilmiş ve zenginleşmiş bir
durumda idi. Ayrıca bölgenin iktisâdî durumuna da bir canlılık
getirmişlerdi. Saltuklulardan zamanımıza kadar bazı eserler de kalmıştır,
bunlar Kale Mescidi, Tebsi Minare, Ulu Câmi ile bazı türbelerdir. Ayrıca
Tercan'da bulunan Mama Hâtûn kervansarayı ve türbesi de zikre şayan
Saltuklu eserlerindendir.
birisi Saltuklular'dır. Anadolu'nun fethinde görev alan kumandanlardan
Ebul Kasım, Erzurum dolaylarını ele geçirmiş ve Sultan Alparslan onu bu
bölgenin beyliğine tayin etmişti. Ebul Kasım 1102'de ölünce yerine oğlu
Ali geçti ve Bey oldu. Ali'den sonra Bey olan İzzeddin Saltuk bu hanedanın
en güçlü beyi oldu ve beylik onun adı ile yani "Saltuk Beyliği" olarak
anıldı (1072).
Bu beylik, önceleri Büyük Selçuklu Devleti'ne tâbi idi, fakat bu
devletin zayıflamasından sonra, bağımsızlığını kazandı. Saltuklu Beyliği
Kars, Bayburt, Oltu, Trabzon, İspir ve Tercan bölgelerini ele geçirerek
gücünü arttırdı. Önce Gürcülerle, sonra Bizanslılarla yaptığı savaşlarda
da başarılı sonuçlar elde etti. Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan'la
ittifak kurarak kız alıp vermek suretiyle akrabalık kuruldu.
Saltuklu beyleri, bir çok defa Gürcülere karşı savaştılar. Nitekim
bunlardan İzzeddin Saltuk bu savaşların birisinde Gürcülere esir düşmüş
(1153), öteki Türk beyleri tarafından 10.000 dinar verilmek suretiyle
kurtarılmıştır.
İzzeddin Saltuk, 1174'te ölünce yerine oğlu Muhammed Kızıl Arslan
geçti. Kızıl Arslan Bey, 1195'te Erzurum önüne kadar gelen Gürcü
kuvvetlerini mağlup etti. İzzeddin Saltuk devrinde (1132-1168), Saltuklu
Beyliği ülkesi Tercan'dan başlayarak Tâhir Gediği'ne kadar uzanmakta;
Erzurum, Bayburd, Avnîk, Micingird, İspir, Oltu gibi şehir ve kasabaları
kaplamakta idi. Nâsıreddîn Muhammed (1168-1191)'in ise, Irak Selçuklu
sultanı III. Tuğrul'a ve asıl iktidarı elinde tutan Atabeg Kızıl Arslan'a
tâbi olduğu anlaşılıyor. Yine onun zamanında Gürcüler Erzurum önüne
geldilerse de, bir muhasaraya girişmeden aldıkları ganimetlerle yetinerek
geri döndüler. Bu devrin dikkati çeken bir olayı da bu hanedandan
Muzaffereddîn Melikşâh adlı Saltuklu beyinin Gürcü kraliçesi Thamara ile
evlenmesidir.
XII. yüzyılın ortalarından itibaren Türkiye Selçukluları ve Eyyûbî
Devletleri, Doğu ve Güney-doğu Anadolu'daki beyliklerin varlıklarını
tehdide başlamışlardı. O sırada Ulu Hakan olan Melikşah, Anadolu'da
birliği korumak için bütün beylikleri itaat altına almak istiyordu.
Süleymanşah da onun politikasını takip etti ve 1202'de Erzurum kalesini
alarak Saltuklu Beyliği'ne son verdi (1202).
Saltuklular devrinde, Erzurum bölgesi imâr edilmiş ve zenginleşmiş bir
durumda idi. Ayrıca bölgenin iktisâdî durumuna da bir canlılık
getirmişlerdi. Saltuklulardan zamanımıza kadar bazı eserler de kalmıştır,
bunlar Kale Mescidi, Tebsi Minare, Ulu Câmi ile bazı türbelerdir. Ayrıca
Tercan'da bulunan Mama Hâtûn kervansarayı ve türbesi de zikre şayan
Saltuklu eserlerindendir.
Similar topics
» Danişmendliler Beyliği (1092-1178)
» Dulkadıroğulları Beyliği
» Germiyanoğulları Beyliği
» Ahlatşahlar Beyliği
» Aydınoğulları Beyliği
» Dulkadıroğulları Beyliği
» Germiyanoğulları Beyliği
» Ahlatşahlar Beyliği
» Aydınoğulları Beyliği
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz